İNCELEME SEBEPLERİ

İnceleme Sebepleri

 Vergi İncelemesi mükellefler tarafından istenmeyen bir durumdur. Vergi Usul Kanunu’nun 134.Maddesinde “Vergi İncelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır” diye tanımlanmıştır.

Türkiye’de Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi türünden mükellef sayısı yaklaşık 2 Milyon civarında olduğunu görüyoruz. Yaklaşık 8.150 Adet vergi müfettişi var, Vergi Usul  Kanununda Vergi dairesi müdürlerinin de inceleme yetkisi var, özellikle vergi denetim kurulu olmayan illerde genellikle Anadolu’da  defterdarlar ve vergi dairesi müdürleri de inceleme yapabiliyorlar.

Ülkemizdeki vergi sistemine göre vergilerin çoğunluğu dolaylı yönden alınan vergilerdir. 2020 yılı verilerine göre toplam vergilerin %34’ü doğrudan beyana dayalı vergilerden, %66’sı dolaylı vergilerden olduğu görülüyor. Toplam mükellef sayısı ile incelemeye yetkili memurlar sayısını orantılarsak yeterli olduğu görülebilir.

Hangi durumlarda riskli mükellef durumuna düşülür, incelenmeye sebep olan etkenler nelerdir ?

İhbar ve Şikayete konu edilmiş olunabilir, İnceleme ve Denetimler esnasında adınızın geçmiş olması, Başkası için hazırlanan raporlarda adınızın geçmiş olması, Sektörel incelemelerde Müfettiş raporuna göre riskli sayılanlar içerisinde bulunmak başlıca inceleme sebepleridir.

Hangi veriler Riskli sayılan mükellefler grubunda yer alınmasına sebep olur.

  • Bilançodaki kasa hesabında normalin üstünde nakit bulunması,
  • Şirket ortağına sermayenin üç katından fazla borçlu olunması ve şirket ortağına yüksek tutarlarda borç para verilmiş olması,
  • Kasa ve banka hesaplarında nakit olduğu halde yüksek tutarda banka kredisi kullanılması,
  • Şirket ortaklarının şirkete borçları olduğu halde banka kredisi kullanılması,
  • Alınan çekler hesabındaki tutarlar toplam satış tutarlarından yüksek olması,
  • Şüpheli alacaklar için dava açılan dönemden sonra karşılık ayrılması,
  • Ba/Bs gibi elektronik ortamda verilen formlarda tutarsızlık olması,
  • Devreden Kdv tutarlarının yüksek ve devamlılık göstermesi,
  • Pos satışlarının sektörel oranlarında düşük olması,

Diğer bir inceleme sebebi ise Gelir Tablosu hesaplarındaki sapmalardır. Gelir Tablosundaki hesap sapmaları ise başlıca şunlardır.

  • Yurt içi satışlarının;  Satış iskontoları ve satış iadelerine göre yüksek olması,
  • Maliyetlerin net satışlar oranına göre veya sektörel olarak yüksek olması,
  • Brüt Satış karının; net satışlara ve satışların maliyetine göre sektörel düşük olması,
  • Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri, Araştırma ve Geliştirme Giderleri ve Genel Yönetim Giderleri gibi şirketin Faaliyet Giderlerinin, net satışlar veya satışların maliyetine göre sektörel olarak yüksek olması,
  • Faaliyet karının; net satışlara ve satışların maliyetine oranla sektörel olarak düşük olması,
  • Faaliyet karının kambiyo zararlarından ve finansman giderlerinden düşük olması,
  • Kambiyo Karları ile Kambiyo zararları arasında yüksek fark olması,
  • Finansman giderlerinin, satışlar ve satışların maliyetine göre yüksek olması,
  • Dönem Net Karının, toplam satışlar ve satışların maliyeti oranında sektörel olarak düşük olması,   

Sonuç olarak hesaplarının düzgün olduğuna inanan mükellefler için bile maliyeden gelecek muhtemel inceleme tebligatı istenmeyen bir durumdur. Burada esas amaç kayıt dışılığı kayıt altına almak olmalıdır. Nitekim yukarıda sırlanan risk analizlerine bakarken,yaklaşık iki yıldır dövizde yaşanan yüksek dalgalanmalar ve pandeminin ekonomiye verdiği ağır hasarlar neticesinde şirketlerin bilanço ve gelir tablolarındaki verilere etkisi de negatif olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Fahri KÖSE

S.M.Mali Müşavir

Muhasebe Ücreti Öde
E-Mükellef Girişi